Tanrı Bile Ağlar

 

Ne zaman seni düşünsem yalnızlığım aklıma gelir

Bir ürperti gibi derinden derine duyarım çaresizliğimi

Nedir bu gürültüler derim, top patlamaları

Nedir bu şakaklarımda zonklayan ağrı

İçimden dalga dalga boşanan gözyaşları ne

Bu hangi nehir ki uzayıp gider alabildiğine

Nedir bu ümitsizlik dolu bu kahır dolu yaşlar

Bu denizler altında kopup gelen fırtına

Bu bir çağlayan gibi uğultulu yaşlar

Oysa zamandır ilerleyen imkansızlıklar içinde

Başlangıcı olmayan bir sondur yaklaştığım

Bu ipince nehir nereye gidiyor bilen var mı

Ağlatan ne beni

O doyamadığım dakikalar mı

Düşen aksi mi gözlerime o bal rengi gözlerin

Ki içimde çalkantısıyla hıçkırır denizlerin

Sorarım; bu ağlamak ne kadar, nereye kadar

O zaman rüzgar durur, fırtına diner ansızın

Kapanır yorgun gözlerim bir gece başlar

Ve karanlık uykularla sürer ağlama saatleri

Uyanınca bir ıslak şafaktır gördüğüm

Bir büyük resimdir gökyüzü seyrederim

Yine Özleminle yanıp tutuşur göz bebeklerim

Duyarım vurgularını başımda çaresizliğin

Ben ağlayacak adam değildim bir kadın için

Beni perişan edecek ne vardı bu kadar

Bir de "Erkekler ağlamaz" diyorsun

Tanrılığından utanmasa

Tanrı bile ağlar.

                                            Ümit Yaşar OĞUZCAN


** Bu şiiri okuyunca, bir insan niye ağlar diye sordum kendime. Epeyce düşündükten sonra mantıklı yanıt bulmuştum: Çaresizlik... İnsanı ağlatan buydu, bu duyguydu. Hani elinden bir şey gelmez ya insanın, bir tek şeye gücü yetiyordur sadece, o da ağlamak.. Bu yüzden bu şiiri ne zaman okursam okuyayım, her okuduğumda çaresiz hissederim. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar